Yapılan tertip ile ekonomik gelişme ve kalkınmanın itici gücü, yenilik ve yaratıcılığın en mühim kaynaklarından biri olan genç girişimcilere vergilendirme istisnası getirilmekte, devlet kapısında iş beklemek yerine gençlerin kendi işlerini kurmaları hedeflenmektedir.
Bu amaçla ticari, zirai yada mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet tarihi itibariyle yirmidokuz yaşını doldurmamış tam yükümlü gerçek kişilere, elde ettikleri söz mevzusu gelir kazançlarının 75.000.-TL’na kadar olan bölümü aşağıda belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde vergiden müstesna edilmiştir.
1. İşe başlamanın yasal olan kanuni süre içerisinde bildirilmiş olması,
Mükelleflerin söz konusu istisnadan faydalanabilmeleri için işe başlamayı kanuni süresi içerisinde ankara muhasebeci aracılığı ile bildirmeleri gerekmektedir. İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilip bildirilmediği hususu, 4/1/1961 tarihindeki ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde tespit edilir.
İşe başlama bildiriminin Vergi Usul Kanununda yer edinen zaman içerisinde yapılmaması niteliğinde, söz mevzusu kural dışı hükmünden yararlanılamaz.
2. Kendi işinde bilfiil çalışılması yada işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi
İstisnadan yararlanılabilmesi için mükellefin kendi işinde bilfiil aktif çalışması veya kendi işinde bilfiil çalışmadığı durumlarda ise işin kendisi tarafınca sevk ve idare edilmesi gerekmektedir.
Bir şahsın kendi işinde bilfiil çalışması, işinde ve bu işin gerektirdiği konularda fikri ve bedeni bir mesai sarf etmesidir.
İşte bilfiil çalışılmasa dahi iş sahibi tarafınca işin sevk ve idaresinin kendi elinde tutulması, işin yürütülmesiyle alakalı kararların alınması, planlanması yada denetiminin yapılması gibi durumlarda da istisna şartı ihlal edilmiş olmaz.
Kendi işinde bilfiil çalışılması yada işin kendisi tarafından sevk ve yönetim edilmesi şartını elde eden mükelleflerin, faaliyetin yürütülebilmesi için çırak, kalfa yada yardımcı işçi çalıştırması istisna şartını bozmaz.
Seyahat, rahatsızlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük benzer biçimde zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici sürelerde fiilen işin başlangıcında bulunulmaması halinde de söz konusu şart ihlal edilmiş olmaz.
3. Faaliyetin adi ortaklık yada şahıs firması bünyesinde yapılması hâlinde tüm ortakların işe başlama tarihi itibarıyla bu maddedeki şartları taşıması,
Adi ortaklık veya şahıs şirketi oluşturmak üzere faaliyette bulunan mükellefler de ayrı ayrı istisnadan yararlanabilir. Bu durumda mükelleflerin istisnadan yararlanabilmeleri için tüm ortakların ayrı ayrı istisna şartlarını taşımaları gerekmektedir. Ortaklardan herhangi birinin istisna şartlarını taşımaması halinde, öteki ortaklar da istisnadan faydalanamaz.
4. Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafınca devralınması hâli hariç olmak suretiyle, faaliyeti durdurulan veya faaliyetine geçindiren bir işletmenin veya mesleki faaliyetin eş yada üçüncü dereceye kadar (bu aşama dâhil) kan veya kayın hısımlarından devralınmamış olması,
İşletmenin devralınması.
Bir işletmenin yada mesleki faaliyetin devralınması halinde, istisnadan yararlanılabilmesi için işletmenin veya mesleki faaliyetin devralındığı kişinin eş yada üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan yada kayın hısımlarından olmaması gerekmektedir.
Ölüm dolayısıyla eş ve çocuklar tarafınca işletmenin yada mesleki faaliyetin devralınması halinde, devralan eş yada çocuklar istisnaya ilişkin şartların tamamını taşımaları kaydıyla, ölen mükellefin istisnadan faydalanıp faydalanmadığına bakılmaksızın devralan eş yada çocuklar istisnadan üç vergilendirme dönemi süresince yararlanır.
5. Mevcut bir işletmeye yada mesleki faaliyete sonradan ortak olunmaması.
Mükelleflerin mevcut bir işletmeye yada mesleki faaliyete sonradan ortak olmaları durumunda istisnadan yararlanmaları laf mevzusu olmaz.
Buna gore, mevcut işletmeye veya ortaklığa sonradan ortak olunması niteliğinde, öteki bütün şartları taşısalar dahi, ortakların hiçbiri bu istisnadan yararlanamaz.
İstisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hâllerinde dahi yıllık bildirge verilir.
Bu istisnanın, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif üzere ödenecek vergiye şümulü yoktur.
İstisna uygulaması:
İstisnadan, 6663 sayılı Kanunun Resmî Gazete’de yayımlandığı 10/2/2016 tarihinden itibaren ticari, zirai veya mesleki etkinlik nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunanlardan Kanunda öngörülen şartları taşıyanlar yararlanır. Dolayısıyla bu tarihten ilkin işe başlamış olan mükelleflerin söz konusu istisnadan yararlanmalarına imkân bulunmamaktadır.
İstisna şartlarını elde eden mükelleflerce daha sonra herhangi bir nedenle faaliyetin terk edilmesi niteliğinde, terk geçmişine kadar elde edilmiş hasılatlar dolayısıyla istisnadan yararlanılır.

Faaliyet terk edildikten sonra kural dışı kapsamındaki söz konusu faaliyetlere yine başlanılması halinde ise adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunması şartı ihlal edilmiş sayılacağından bu istisnadan yararlanılamaz.
Yararlanılacak istisna ücreti:
İstisna, her vergilendirme döneminde senelik 75.000 Türk lirası olarak uygulanacak olup bir vergilendirme döneminde istisna ücretinin altında kazanç elde edilmesi durumunda ise istisnadan yararlanılmayan meblağ ertesi yıla devredilmez.
Takvim yılı içerisinde işe başlanılması veya işin terk edilmesi durumlarında; işe başlama tarihinden sene sonuna kadar olan kıst devre bir vergilendirme periyodu, takvim yılı başından işin terk edildiği tarihe kadar olan kıst devre ise bir vergilendirme periyodu sayılacak olup bu dönemler için istisnadan tam olarak yararlanılır.
(3) İstisna, ticari, zirai yada mesleki faaliyetten dolayı hasılat sağlayan ve şartları elde eden reel kişilere uygulandığından, istisna şartlarını taşıyan mükelleflerin bir vergilendirme döneminde anılan faaliyetlerden bir veya birkaçından hasılat elde etmeleri durumunda laf konusu istisna beyan edilen bu gelirlerin toplamına uygulanır.
İstisna, her durumda ticari, zirai yada mesleki faaliyeti nedeniyle ilk defa gelir vergisi mükellefiyetinin tesis olunduğu dönemden adım atmak üzere üç vergilendirme dönemi ile sınırı olan olup önceki faaliyete devam edilirken yeni bir faaliyete başlanılması belirtilen istisna süresini ve tutarı uzatmaz.
Diğer hususlar:
Bu istisnanın, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif üzere ödenecek vergiye etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında bulunanlar tarafından, istisnadan yararlananlara tevkifat kapsamında ödeme yapılması niteliğinde, gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, anılan Kanunun mükerrer 20 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer edinen “istisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında hasılat elde edilmesi hâllerinde dahi senelik bildirge verilir.” hükmü gereği, istisnaya konu kazancın elde edilmesi esnasında tevkif edilen vergilerin tamamı bildiri üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebilir.
Mahsup edilecek tutarın beyanname üstünde hesaplanan gelir vergisinden fazla olması nedeniyle mahsup kanalıyla giderilemeyen tevkifat ücreti genel hükümler çerçevesinde red ve iade olunacaktır.
Serbest meslek hasılatı yönünden bu istisnadan yararlanacak ankara muhasebeci, S.M.M.M., Avukatlar ve öteki serbest meslek erbabları kazançlarının 75.000 Türk liralık bölümü için istisnadan yararlanacak olup, verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesinde kural dışı düşüldükten sonrasında beyan edilen gelir üstünden hesaplanacak olan gelir vergisinden, sene içinde tevkif yöntemiyle ödenen değerindeki verginin mahsubu mümkündür. Mahsup edilecek tutarın bildirge üstünde hesaplanan gelir vergisinden fazla olması sebebiyle mahsup yöntemiyle giderilemeyen tevkifat tutarını da genel hükümler çerçevesinde iadesi ihtiyaç duyulan gelir vergisi olarak geri alabileceklerdir.
Mükellefler tarafınca senelik gelir vergisi beyannamesinin gelir bildirimi tablolarına kural dışı düşüldükten sonra kalan meblağ yazılır.
İstisnadan yararlanan ticari hasılat sahipleri ile özgür meslek erbabının (rahat usulde vergilendirilenler, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında hasılat elde edenler ve noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar hariç) geçici verginin hesabında da laf konusu istisnayı dikkate alacakları tabiidir.
Kazanç istisnasından yararlanan mükellefler beyana tabi başka bir gelirlerinin olması niteliğinde da ticari, zirai ve mesleki hasılatları dolayısıyla istisnadan yararlanabilirler.